
Meme kanseri kadınlarda görülen en sık kanserdir. En sık görülen tipi invaziv duktal karsinomdur. Daha az sıklıkla çift taraflı olabilen tipi invaziv lobüler karsinomdur. Östrojen ve progesteron reseptörlerine göre hormona duyarlı ya da duyarsız; HER2 reseptörüne göre de anti-HER2 tedavilere duyarlı olabilir.
Meme kanserinde en sık görülen yakınma memede kitle bulmaktır. Memede şişlik, meme cildinde çökme, deride değişiklik, portakal kabuğu görünümü, meme başından akıntı gelmesi ve koltuk altında beze saptanması en sık şikayetlerdir.
Kanser taramaları arttıkça meme kanseri sık olarak mamografi sonucu teşhis edilmektedir. Ultrasonografi ve meme MR’ı da diğer görüntüleme yöntemleridir. Şüpheli tüm meme kitlelerinden iğne biyopsisi yapılır. Sonucuna göre tedavi kararı verilir. Lokal olarak ilerlemiş meme kanserlerinde kitleye işaret koyarak önce kemoterapi yapmak oldukça avantajlıdır. Meme koruyucu cerrahi isteyen kadınlarda tümörün küçülmesi hatta kaybolması sayesinde cerrahın işi kolaylaşmakta ve iki taraf açısından yüz güldürücü sonuçlar elde edilmektedir. Önce ameliyat edilen meme kanserlerinde sıklıkla operasyon sonrası adjuvant kemoterapi uygulanır. Meme koruyucu ameliyat yapılan ya da koltuk altı lenf bezlerinde metastaz olan hastalarda tedaviye radyoterapi de eklenir. Hormon pozitif olgularda en az 5 yıl hormon tedavisi standartdır. Eğer HER2 pozitifse 1 yıl boyunca trastuzumab tedavisi kanser nüksünü neredeyse yarı yarıya azaltır.
Evre IV meme kanserinde son yıllarda oldukça yeni gelişmeler yaşanmaktadır. Özellikle menapoz sonrası hormon pozitif kadınlarda CDK inhibitörleri peş peşe FDA onayı almış, bu hastalarda tedavi seçeneklerini zenginleştirmiştir. Ibrance, Kisqali ve Verzenio başlıcalarıdır. Bu ilaçların bazıları menapoz öncesi de kullanılabilir.